Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyeleri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı öncesinde Anıtkabir'i ziyaret etti. Törene Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bakanlar ve komutanlar katıldı. Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayarak Türkiye'nin küresel sistemdeki hedeflerine dair görüşlerini paylaştı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından heyet, Anıtkabir'de fotoğraf çektirdi ve Misak-ı Milli Kulesi'ni ziyaret etti. Ziyaret, Türkiye'nin ulusal güvenliğine ve bölgesel rolüne vurgu yapan önemli bir sembolik jest olarak yorumlandı. Anıtkabir ziyaretinin ardından, YAŞ toplantısına geçilerek önemli askeri kararlar alındı. Bu ziyaret, ülkenin güvenlik politikalarının şekillenmesinde önemli bir rol oynayacak olan YAŞ toplantısından önce, ulusal birlik ve beraberliğe dikkat çekmeyi amaçlamıştır.
Erdoğan'ın Anıtkabir Defterine Yazdıkları
Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne yazdığı mesajda, Türkiye'nin bölgesel krizler arasında bölgesinin kutup başı ülkesi olma mücadelesinin devam ettiğini belirtti. Güvenlik, demokrasi, ekonomi, teknoloji, savunma sanayi ve dış politika alanlarında atılan adımların, milletin istikbalini güvence altına alacağını vurguladı. 2025 YAŞ toplantısının, "Türkiye Yüzyılı" hedeflerine ulaşmada önemli bir kilometre taşı olacağına inandığını ifade etti. Mesajında Atatürk ve şehitleri rahmetle andı. Bu mesaj, Erdoğan yönetiminin Türkiye'nin küresel rolü hakkındaki vizyonunu ve bu vizyonu gerçekleştirmek için kararlılığını göstermektedir. Yazılanlar, hem iç hem de dış politikada güçlü ve etkili bir Türkiye imajı çizmeyi hedeflemektedir. Aynı zamanda, bu vizyonun gerçekleşmesi yolunda olası zorluklara rağmen devamlı bir çaba gösterileceğini de vurgular.
Türkiye'nin Bölgesel Rolü
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları, Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç olma iddiasını açıkça ortaya koyuyor. Bu iddia, ülkenin ekonomik, askeri ve diplomatik gücünün artırılmasına yönelik politikalarıyla destekleniyor. Ancak, bu iddianın gerçekleşmesi için birçok iç ve dış zorluğun aşılması gerekiyor. Bölgesel istikrarsızlık, küresel rekabet ve iç politikadaki zorluklar, Türkiye'nin hedeflerine ulaşmasını engelleyebilir. Ancak, Erdoğan yönetiminin bu hedeflere ulaşmak için kararlı olduğu açıkça görülüyor. Bu durum, hem ülke içinde hem de uluslararası alanda hem destek hem de eleştiriyle karşılanabilir. Türkiye'nin bölgesel rolünün geleceği, hem ülkenin iç dinamiklerine hem de uluslararası gelişmelere bağlıdır.